ODAKLANMAK YADA ODAKLANMAMAK BÜTÜN MESELE BU ! (21.09.2013 14:54:04)
Odaklanma, kişinin bir konu, obje veya işe yoğunlaşması, konsantre olması, kendini vermesi, dikkat, algı ve enerjisini o nesneden başka bir şeye yöneltmemesi algısını dağıtmaması anlamına gelir. Canlılar hem kendi metabolizmalarından hem de dış ortamından binlerce uyaran alır. Odaklanma becerisi sayesinde gelişmiş hayvanlar ve insanlar bu uyaranlardan bazılarını daha fazla dikkate alma becerisine sahiptir. Dikkate alınan uyaran farklı derecelerde analiz edilir, hafıza sistemindeki diğer bilgilerle örüntü sistemi oluşturacak sürece sokulur. İç ve dış ortamdan gelen verileri değerlendirme, kayıt altına alma ve hatırlama bakımından her birimiz farklı becerilere sahibiz. Algıda seçicilik olarak da tanımlanabilecek ‘odaklanma becerisi’ bakmak ile görmek arasındaki farkın oluşmasına neden olur.
Okul çağında çocuğu olan ailelerle görüştüğümüzde, hemen hemen hepsinden çocuklarının dikkatini toplamada zorlandıklarını duyarız. “Çocuğumun ödevlerini bitirmesi saatlerini alıyor.”, “Yapacağı şeylere bir türlü konsantre olamıyor.” “Söz konusu ders çalışmak olduğunda sürekli erteliyor ve ben bu durumda ne yapacağımı bilmiyorum.” “Ödev yapmaya oturuyor sonra hemen başka şeylerle uğraşıyor, bir odaklansa ödevlerini hemen bitirecek.” Bu cümleler size ne kadar tanıdık geliyor? Hiç de yabancı değil dediğinizi duyar gibiyim. Bu durum aslında sadece ebeveynleri değil, çocukları da zor durumda bırakabiliyor. Odaklanmak da zorlanan çocuk ders çalışırken de yetişkin yaşamda işlerini yetiştirirken de kendini daha gergin hissediyor.
Çocukların yaşı büyüdükçe dikkat sürelerinin uzadığını ve odaklanma becerilerinin de geliştiğini bilmekteyiz. Odaklanma becerilerinin yaşla birlikte değişmesinin yanı sıra bazı çocuklar çok dikkatlidir ve hiçbir ayrıntıyı kaçırmazlar, dikkatlerini uzun bir süre aynı şey üzerinde toplayabilirler, bazı çocukların ise dikkati çok dağınıktır. Onlardan bir şey istendiğinde yapmaları uzun zaman alabilir, ödev, kitap okuma, soru çözme vb. gibi işleri yaparken başka şeylerle de ilgilenerek (telefon, televizyon vb.)bölünebilirler. Her çocuğun odaklanma becerileri farklı olsa da bu becerileri geliştirebileceklerini biliyoruz. Çocuğunuzun odaklanma becerilerini geliştirmek ve ders çalışırken verimli olmasını sağlamak için;
Çocuğunuzun Doğru Hedefler Belirlemesine Yardımcı Olun: Eğer çocuğunuz yapacağı işle ilgili gerçekçi olmayan hedeflere sahip olursa, “başaramıyorum”, “yapamayacağım” gibi düşünceler geliştirecek ve yoğun bir stres yaşayacaktır. Bu durum çocuğunuzun kendisini gergin, isteksiz ve başarısız hissetmesine neden olduğu gibi odaklanmasına da engel olacaktır. Unutmayın doğru hedefler çocuğunuzun o hedeflere odaklanmasını kolaylaştıracaktır.
İlgilerini Canlı Tutun: Biz yetişkinler gibi çocuklar da merak ettikleri, ilgili duydukları konulara daha kolay odaklanacaklardır. Örneğin; çok sevdiği bir bilgisayar oyununa odaklanması ile ödeve odaklanması aynı olmayacaktır. Ya da ilgilendiği bir kitabı çok kolay bitirebilirken kısa sürecek bir testi çözmesi saatlerini alabilir. Bu durumda “Hadi artık, dikkatini topla bitir bu ödevini “demeniz yardımcı olmayacaktır. Çünkü çocuğunuz dikkatini toplayamıyordur. Böyle bir durumda çocuğunuzun ilgisini uyandırmanız, onu ders çalışmaya istekli hale getirmeniz işinize daha çok yarayacaktır.
Engelleyicilerle Baş Etmesini Öğretin: Cep telefonu, facebook, twitter, whatsapp, açık olan bilgisayar çocuğunuz ders çalışmaya başladığında dikkatinin dağılmasına neden olabilir. Bunları yasaklamak çocuğunuzun odaklanmasını kolaylaştırmayacağı gibi daha cazip hale getirecektir. Bunun yerine çocuğunuzun engelleyicilerle baş etmesini sağlamak, ders çalışmanın yanı sıra, çocuğunuz bir yetişkin olduğunda dış çevreden gelen faktörleri elimine etmesini ve yaptığı işe odaklanmasını da kolaylaştıracaktır.
Çocuklarınıza engelleyicilerle baş etmesini öğretmek için;
Ders çalışırken en çok hangi durumlarla bölündüğünü izleyin ve fark edin. Çocuğunuz ders çalışmaya otururken gelen telefonlar mı, açık olan radyo mu, mesaj sesi mi ya da facebook paylaşımları mı yoksa sık sık gelen misafirler mi onun sürekli bölünmesine neden oluyor?
Çocuğunuz için engelleyicileri belirledikten sonra, bunlarla ilgili neler yapabileceğini sorun. Çocuğunuzun bu durumlarla baş etmek için bulduğu önerileri dinleyin. Bu konuda mutlaka sizin de önerileriniz olacaktır;
Eğer çocuğunuzun engelleyicisi facebook, twitter gibi sosyal paylaşım siteleri ise, çocuğunuzla bir plan yapmak ve bu sitelerde vakit geçirmek için belli zaman aralıkları belirlemek, bu zaman aralıklarının dışında oturumlarının kapalı olmasını önermeniz yardımcı olacaktır.
Eğer çocuğunuzun engelleyicisi internet ise, çocuğunuzla birlikte internette geçireceği süreyi planlayın.Eğer çocuğunuzun engelleyicisi sürekli çalan telefonlar ve davetsiz gelen misafirler ise arkadaşları ile görüşeceği zamanları planlamasına yardımcı olun.
Ders Çalışmak İçin Doğru Zamanı ve Ortamı Bulmasına Yardımcı Olun: Her çocuğun ders çalışırken daha kolay odaklandığı ve daha fazla verim aldığı zaman dilimi ve ortamlar vardır. Bazı çocuklar okuldan gelir gelmez ders çalışmaya odaklanabilirken, bazı çocuklar akşam saatlerinde ders çalışmaya daha kolay odaklanabileceklerdir. Bazı çocuklar aynı ve sessiz bir ortamda ders çalışmaya daha kolay odaklanabilirken, bazı çocuklar mekân değiştirerek, müzik dinleyerek daha kolay odaklanabilirler. Çocuğunuz için en doğru zaman ve mekânı bulmak için;
Çocuğunuzu gözlemleyin. Hangi zamanlarda daha verimli ve odaklanmış bir halde çalışıyor.
Çocuğunuzun daha kolay odaklandığı ortamları inceleyin. Her çocuğun bu konuda farklı olduğunu unutmayın. Çocuklarınızdan birisi çok sessiz bir ortamda dikkatini daha uzun süre toplayabiliyorken, diğer çocuğunuzun daha kolay odaklanması için sesli bir ortama ihtiyacı olabilir.
Çocuğunuzu, onun için en uygun olan ortamda çalışması için destekleyin.