Şakanın Eşeği (01.08.2013 14:22:08)
Fakir bir saka, o sakanın da bir eşeği vardı. Zayıf za¬vallı bir eşekti, sırtında yüzlerce yara vardı. Değil arpa ot bile bulamıyordu.
Padişahın atlarının bakıcısı bu sakayı tanıyordu. Onun¬la eskilere dayanan bir ahbaplığı vardı. Bir gün sakaya rastladı:
"Bu zavallı eşeğin hâli ne böyle, nerdeyse zayıflıktan ölecek." dedi. Saka yana yakıla anlattı:
"Sevgili dost biliyorsun ki ben fakir bir insanım o se¬bepten bu zavallı hayvana bakamıyorum." dedi.
Padişahın ahır başı:
"Sen bu hayvanı bana ver birkaç gün padişahın ahırı¬na bağlayayım ona padişahın atlarının yeminden vereyim, biraz düzelsin." dedi.
Saka eşeği seve seve verdi. Eşeği alıp padişahın ahırı¬na getirdiler. Eşek ahırdaki temizliği bakımı atların hâlini görünce:
"Yarabbi, dedi. Bu nasıl iş bu atlar senin yaratığın da ben senin yarattığın değil miyim benim halime bak, bun¬ların durumuna bak, böyle olur mu?"
Aradan birkaç gün geçmeden savaş çıktı. Ahırlardaki atları çekip eğerlediler. Savaş alanına yolladılar. Günlerce süren savaştan sonra atlar döndüğünde her birinin vücu¬dunda yüzlerce yara vardı birçok ok ucu hâlâ vücutların¬da duruyordu.
Atların ayakları bağlandı cerrahlar geldiler, başladılar atların orasını burasını yararak, ok parçalarını, mızrak uçla¬rını çıkarmaya. Bunu gören eşek, daha önce düşündükle¬rinden, söylediklerinden bin pişman oldu. Haline şükretti.