Zayıflar Kötülerle Görüşmesin (01.08.2013 14:25:19)
Adam Hazret-i Mevlânâ'yı dinliyormuş.
— Senin yanında iyi ile kötü, eğri ile doğru bir olma¬malıdır. Sen düzgünün yanında, bozuğun da karşısında olmalısın!
Bunları dinledikten sonra doğruluğunu teyid ma¬kamında başını sallayarak çıkıp gitmiş.
Ne var ki bir gün Mevlânâ'yı eğri bildiği birinin yanında görmüş, candan sohbet ediyormuş kötü ile. Beklemiş, kalkıp da uzaklaşırken yaklaşmış.
— Sen, demiş, doğrunun yanında, eğrinin de karşı¬sında olunmalı, dememiş miydin?
— Evet, demiştim.
— Öyle ise işin ne bu kötü adamın yanında? Niçin onunla senli benli oluyorsun? Tatlı tatlı sohbet ediyor¬sun?
Mevlânâ:
— Ben, demiş, yetmiş iki buçuk milletle berabe¬rim!
Bu söze büsbütün zıvanadan çıkan adam:
— Zaten demiş, sizin gibilerdir bizim ahlâkımızı bozanlar. Kürsüde öyle konuşuyorsunuz, sokakta da böyle hareket ediyorsunuz.
Mevlânâ tebessüm ederek cevap vermiş:
— İşte bu sözünle de beraberim!
Adam süt köpüğü gibi sakinleşmiş.
Olayı geriden seyreden bir Mevlânâ dostu, yaklaşmış, adamın yakasından tutup beriye çekerek konuşmuş.
— Sen, demiş, Mevlânâ'yı anlamıyorsun. Mevlânâ'nın söylediği doğrudur. Senin gibileri hep doğrularla konuş¬malı, eğrilere yaklaşmamalıdır. Zira sonra sen de eğrilir-sin. Ama Mevlânâ için böyle bir tehlike yoktur. O hangi eğrinin yanına varırsa, mutlaka ona bir doğruluk ilham eder, ondan asla eğrilik almaz...
Aklı başına gelen adam koşarak Mevlânâ1 nın arka¬sından erişip özür dilemiş.
— Seni yanlış anlamışım, özür dilerim, kusuruma bakmayın.
Mevlânâ yine mütebessim, aynı cevabı vermiş:
— Bu sözünle de beraberim!